carry out - Turkish English Dictionary

carry out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "carry out" in Turkish English Dictionary : 30 result(s)

English Turkish
Common Usage
carry out v. yerine getirmek
We have neither the competence nor the capacity to carry out that type of task.
Bu tür bir görevi yerine getirmek için ne yetkinliğimiz ne de kapasitemiz var.

More Sentences
carry out v. uygulamak
In 2003, we will have to prepare to implement enlargement and we will have to carry out the institutional reforms.
2003 yılında genişlemeyi uygulamak için hazırlanmamız ve kurumsal reformları gerçekleştirmemiz gerekecek.

More Sentences
carry out v. yürütmek
Some States, as you know, have carried out humanitarian missions in Iraq at national level.
Bildiğiniz üzere bazı Devletler Irak'ta ulusal düzeyde insani yardım misyonları yürütmüşlerdir.

More Sentences
General
carry out v. uygulamak
The Commission is good at carrying out analyses but often lacks the clout to actually implement policy conclusions.
Komisyon analizler yapmakta başarılıdır ancak politika sonuçlarını fiilen uygulayacak güçten çoğu zaman yoksundur.

More Sentences
carry out v. dışarıya taşımak
They carried out several bodies after the explosion.
Onlar patlamadan sonra birkaç cesedi dışarıya taşıdı.

More Sentences
carry out v. gerçekleştirmek
State aid must be made available to carry out fleet modernisation.
Filo modernizasyonunun gerçekleştirilmesi için devlet yardımı sağlanmalıdır.

More Sentences
carry out v. yürütmek
And allow me to say that, as Chairman, I have been very honoured to carry out this task.
Ve Başkan olarak bu görevi yürütmekten büyük onur duyduğumu belirtmeme izin verin.

More Sentences
carry out v. tamamlamak
He was the first to carry out the experiment.
Deneyi tamamlayan ilk kişiydi.

More Sentences
carry out v. infaz etmek
We fear that the sentence might already have been carried out in Syria.
Suriye'de cezanın çoktan infaz edilmiş olmasından korkuyoruz.

More Sentences
Idioms
carry out v. yerine getirmek
Thrift is something to be welcomed, but one does need to enable the institutions to carry out their tasks.
Hibe memnuniyetle karşılanacak bir şeydir ancak kurumların görevlerini yerine getirebilmelerini sağlamak gerekir.

More Sentences
Technical
carry out v. yapmak
Fourthly, we should carry out an ongoing risk analysis.
Dördüncü olarak, sürekli bir risk analizi yapmalıyız.

More Sentences
General
carry out v. misilleme yapmak
carry out v. başarmak
carry out v. bitirmek
carry out v. gerçekten yapmak
carry out v. çevirmek
carry out v. tatbik etmek
carry out v. hayata geçirmek
carry out v. icra etmek
carry out v. gerçeğe dönüştürmek
carry out v. ifa etmek
Phrasals
carry out v. sürdürmek
carry out v. işletmek
carry out v. başarıya ulaştırmak
carry out v. nihayete erdirmek
carry out v. sonuca ulaştırmak
Idioms
carry out v. tutmak
carry out v. tamamlamak
Law
carry out v. icra etmek
British Slang
carry out n. eve götürülmek üzere bardan alınan içki

Meanings of "carry out" with other terms in English Turkish Dictionary : 94 result(s)

English Turkish
General
carry out investigation v. soruşturma yürütmek
We must therefore carry out investigations for UNAMA.
Bu nedenle UNAMA için soruşturmalar yürütmeliyiz.

More Sentences
carry-out n. yolluk
carry-out n. restorandan alınan paket yiyecek
carry-out n. paket servis yapan restoran
carry-out n. eve götürülmek üzere bardan alınan içki
carry-out [scotland] n. paket servis
carry out operations v. işlemleri yürütmek
carry out a biopsy v. biyopsi yapmak
carry out a biopsy v. parça almak
carry out a search v. arama yapmak
carry something out v. yürütmek
carry out a raid v. baskın düzenlemek
carry out the evaluation v. değerlendirme yapmak
carry out the orders v. emirleri yerine getirmek
carry out trade activities v. ticari faaliyette bulunmak
carry out a ruse v. dolap çevirmek
carry out (a task) v. yerine getirmek
carry out a work or a study v. çalışma yürütmek
carry out a work or a study v. çalışmada bulunmak
carry out works or studies v. çalışmalar yapmak
carry out a duty v. görev yapmak
carry out a duty v. görev gerçekleştirmek
carry out a project v. proje yürütmek
carry out an analysis v. analiz yapmak
carry out evaluations v. değerlendirmelerde bulunmak
carry out an operation v. ameliyat uygulamak
carry out a poll v. anket uygulamak
carry out a poll v. anket yapmak
carry out an inspection v. denetim yapmak
carry out an experiment v. deney yapmak
carry out an inspection v. denetim uygulamak
carry out measurement v. ölçüm yapmak
carry out an attack v. saldırıda bulunmak
carry out an attack v. saldırı yapmak
carry out an attack v. saldırı gerçekleştirmek
carry out an operation v. operasyon düzenlemek
carry out an activity v. faaliyet yürütmek
carry out an operation v. operasyon yürütmek
carry out a policy v. politika izlemek
carry out an assault v. operasyon gerçekleştirmek
carry out an operation v. operasyon gerçekleştirmek
carry out an assault v. operasyon yürütmek
carry out sentence v. ceza uygulamak
carry out massacre v. soykırım yapmak
carry out genocide v. soykırım yapmak
carry out lobbying activities v. lobi faaliyeti yürütmek
carry out negotiations v. görüşmelerde bulunmak
carry out instruction v. talimat yerine getirmek
carry out valuation v. değerleme yapmak
carry out massacre v. katliam işlemek
carry out a project v. proje gerçekleştirmek
carry out a project v. projeyi yürütmek
carry out an interview v. mülakat gerçekleştirmek
carry out partially v. kısmen gerçekleştirmek
carry out a procedure v. işlemi gerçekleştirmek
carry out partly v. kısmen gerçekleştirmek
carry out a policy v. siyaset gütmek
carry out a policy v. politika gütmek
carry out cooperation v. işbirliği yürütmek
carry out an inspection v. teftiş yapmak
carry out collectively v. bir arada yürütmek
carry out in cooperation v. bir arada yürütmek
carry out a policy v. politika uygulamak
carry out a transaction v. işlemi gerçekleştirmek
carry out a transaction v. işlem gerçekleştirmek
carry out together v. ortak yürütmek
carry out jointly v. ortak yürütmek
carry out a fire drill v. yangın tatbikatı yapmak
carry out research v. araştırma yürütmek
carry out (his/her) duty v. görevini yürütmek
carry out a project v. projeye imza atmak
carry out an activity v. faaliyet gerçekleştirmek
carry out the manoeuvre v. manevra yapmak
carry-out adj. paket ürün
carry-out adj. restorandan alınıp eve götürülen yemek
Phrasals
carry someone or something out v. birini/bir şeyi dışarı taşımak
carry someone or something out v. birini/bir şeyi alıp dışarı çıkarmak
Proverb
never make a threat you cannot carry out asla yerine getiremeyeceğin bir tehdit savurma
never make threats you cannot carry out asla yerine getiremeyeceğin tehditler savurma
Colloquial
don't make a threat you cannot carry out expr. yerine getiremeyeceğin bir tehdit savurma
don't make a threat you cannot carry out expr. yapamayacağın bir şeyle tehdit etme
don't make threats you cannot carry out expr. yerine getiremeyeceğin tehditler savurma
don't make threats you cannot carry out expr. yapamayacağın şeylerle tehdit etme
Trade/Economic
carry out transaction in bank v. bankada işlem yapmak
carry out advertising activities v. reklam faaliyetlerinde bulunmak
carry out delivery v. teslimat gerçekleştirmek
carry out the delivery v. teslimatı gerçekleştirmek
Politics
carry out census v. nüfus sayımı yapmak
Technical
carry out maintenance v. bakım yapmak
Computer
carry out an action n. bir eylem yürütme
Medical
carry out an operation v. operasyon yapmak
Environment
carry out studies on prevention of noise pollution v. gürültü kirliliğini önleyici çalışmalar yapmak
Military
carry out a land assault v. kara harekatı yapmak
carry out a land assault v. kara harekatı düzenlemek